LANA DEL REY RÖPORTAJI
Aslında ismin Elizabeth Woolridge Grant, gerçek ismini kullanmak varken neden Lana Del Rey’i seçtin?
-Müziğimi anlatmak için sahne ismine ihtiyacım olduğunu biliyordum. Böyle bir isim seçmemin nedeni, bu ismin bana deniz kenarının ışıltısını hatırlatmasıdır.
Peki, senin müzisyen olmanda etkili isimler kimler?
-Kesinlikle Elvis Presley. En çok ilham aldığım, etkilendiğim isimdir o. Bir de Nancy Sinatra. Bence o serbest stil gangs’ta. Eğer şu anki müzik piyasasından birini seçmem gerekirse, bu Britney Spears olurdu.
İlgilendiğin bir spor var mı?
-Elbette! Futbola bayılıyorum. Futbol oynamak çok eğlenceli. Ayrıca çok iyiyim futbolda. Liverpool ve Celtic taraftarıyım. Premier Ligi takip ediyorum.
Çocukluğuna dair en önemli anın nedir?
-Alkolle tanıştığımda çok küçüktüm. 14 yaşımdayken bu bağımlılıktan kurtulabilmek adına Connecticut’daki yatılı bir okula gitmiştim.
Albümlerin için kayıt yaparken ya da şarkı yazarken seni neler etkiler?
-Bunun için tek bir şey söyleyebilirim, o da New York. New York doğumluyum zaten. New York’u karış karış biliyorum. Şarkı yazarken New York’un mimarisi beni en çok etkileyen unsurdur.
Şu anki projelerin neler?
-Poolside isimli 15 dakikalık bir kısa film çekiyoruz. Ben de orada ”Lisa” karakterini canlandırıyorum. Bunun dışında, tur kapsamındaki konserlere çıkıyorum…
Peki, yeni albüm ne zaman çıkıcak?
-Bunun için biraz beklemelisiniz. Çünkü ben söylemek istediğim her şeyi şimdilik söyledim…
MERAKLISINA KÜÇÜK BİR NOT:
Hipster nedir, kime denir?
Kelimenin geçmişi tartışmalı olsa da ‘hipster’ (veya ‘hepcat’) lakabının 1940’larda Amerikalı siyahi caz sanatçılarının etrafındakileri, özellikle de swing meraklılarının tarzını tarif etmek için kullanıldığı biliniyor. 50’lerdeyse ‘hipster’ kelimesi yine Amerika’da klasik sosyal ilişkilerden soyutlanmış bir tarzı benimseyenleri anlatıyor. Bugün toplumda çokça görülen şeylerden hal ve tavır olarak ayrılma olarak tezahür ediyor. Burada en önemli kavram ana akım anlamına gelen ‘mainstream’. Ne yaparsanız yapın, hipster olacaksanız ‘mainstream’in dışında kalmalısınız. Tanım olarak ise acımasız nitelemeler var. En bilineni, sadece tüketen kimseler oldukları. Üretime katkılarının olmaması onları ‘baba parası yiyen’ insan klasmanına soksa da çoğunun buna aldırış ettiği söylenemez.